Etiketler

Denemeler (12) Diğer (28) Makaleler (18) Şiirler (45)

5 Kasım 2013 Salı

En Sevmediğim Şeyler

Oğlum Dağhan ne zaman hoşlanmadığı birşey yapsa, annesi, yani sevgili eşim Müge onu "en sevmediğim şey bu yaptığın" diye azarlar. Bundan bıkmış olacak ki Dağhan, birgün annesine şöyle yanıt verdi:

"Anne, insanın en sevmediği şey bir tane olur. Senin ne kadar çok en sevmediğin şey varmış."

Aslında hepimizin sevmediği pek çok şey vardır. Bunlardan bazılarını hiç mi hiç sevmeyiz ve bu şey ya da durumla karşılaştığımızda "en sevmediğim şey"i yapıştırırız. Bir zamanlar çalışma odamda, duvarıma kendi uydurduğum "sevmemek işin kolayıdır, zor olan her şeyde sevecek bir yön bulabilmektir" cümlesini asmış birisi olarak itiraf etmeliyim ki benim de sevmediğim ve elbette en sevmediğim şeyler var. Aşağıda bunların bir listesi var (sıralama önceliklendirilmiş değildir). Aklıma yenileri geldikçe ekleyip, fikrimi değiştirirsem çıkardıklarım olabilecek elbet. Bunları buraya yazma amacıma gelince; genellikle bu listedeki durumlarla karşılaştığımda hiçbir şey yapamam ve içime atarım. Belki bu yolla biraz rahatlamak olabilir belki de değildir, bilmiyorum.


  1. Dünyanın en güzel ve en kolay oyunlarından biri olan futbolu  TV'de yorumlayanların, işlerini yaparken atom fiziği araştırmacısı tavırları takınmaları; ama yaptıkları yorumun mahalle kahvesindeki Ahmet Abi'ninkinden bir kelime farklı olmaması.
  2. Bazı insanlarda kedi görünce "pissst", köpek görünce "hoşt" deme refleksinin bulunması ve bu insanların aynı refleksi çocuklara aşılama çabası.
  3. Turistik bir bölgede güzel bir otelde yapılan hizmet içi eğitim toplantısının pek çok çalışan tarafından yalnızca tatil olarak algılanması.
  4. Yere sümkürme ve tükürme (öğğğğhhhhh!).
  5. Emniyet şeridini yol geçen hanına çevirme, yandan gelip kuyruğun en önüne arabasının burnunu sokma.
  6. Bir cümlelik düşünceyi 10 cümleyle anlatma.
  7. Sürekli konuşup hiç dinlememe.
  8. Başarısız bir yöneticinin "ama çok iyi bir insan yaaa!" diye savunulması.
  9. Hiç gereği yokken oruç tuttuğunu ya da namazdan geldiğini söyleme ihtiyacı hissetme.
  10. Sabahtan akşama kadar konuşsanız, oğlunun ya da kızının ne kadar başarılı, ne kadar zeki, ne kadar güzel olduğundan başka anlatacak birşey bulamama.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder