Etiketler

Denemeler (12) Diğer (28) Makaleler (18) Şiirler (45)

23 Eylül 2013 Pazartesi

Futbol Kültüründen Demokrasi Çıkmaz



İnsanın inanası gelmiyor olanlara. Ama inanmak istemediklerimizi iki gün sonra unutup hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz.


17 Eylül'de yazmışım İstanbul'da olimpiyat düzenlenmesine neden karşı çıktığımı; bu kentin değil ama bu kentte yaşayanların olimpiyatı neden hak etmediğini. Aradan bir hafta geçmedi. Dün (22 Eylül) akşam oynanan Beşiktaş-Galatasaray maçında yaşananlar, bunu söylemek mutlu etmese de, haklılığımı bir kez daha ortaya koydu. Aslında yaşadıklarımızı çabuk unutmak gibi bir özelliğimiz olmasa, yani "hafıza-ı beşer nisyan ile malüldür" sözünü söyletmesek kendi kendimize, dünkü vehamete gelene kadar pek çok olaydan ders çıkarıp önemli adımlar atardık şimdiye kadar.

Elbette dün yaşananların öncekilerden farkı vardı, bunu biliyorum. Mayıs sonunda başlayan Gezi eylemlerinin toplumda yarattığı etki, mevcut iktidarın bu etkiye karşı almış olduğu tavır ve büyük ölçüde demokratik taleplere dayalı protestoları bastırabilmek için açtığı çok boyutlu savaş. Öyle görünüyor ki dünkü olaylar da bu savaşın yeni bir halkası.

Hepimiz Gezi eylemlerinde ve sonrasında oluşan süreçte Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın üstlenmiş olduğu rolü biliyoruz. Adı geçen grubun sıradan bir taraftar grubu olmanın ötesine giderek geçmişte pek çok sosyal sorumluluk projesine adını yazdırdığının farkındayız. Gezi sürecinde de  Çarşı'nın adını sıkça duyduk. Beşiktaşlı olmayan pek çok kişinin de sempatisini kazandı Çarşı ve örneğin "Fenerbahçeliyim ama yükselenim Çarşı" gibi espirili destek sloganları da hızla türedi bu süreçte.

Dünkü olayların Kartallar 1453 adını taşıyan ve hükümet yanlısı gruplar tarafından Çarşı'ya karşı olarak oluşturulan bir başka taraftar grubu kaynaklı olduğuna yönelik pek çok işaret var. Muhtemelen soruşturmayı yürüten emniyet bu yöndeki işaretleri örtbas edecektir ama sosyal medya diye bir bela var ve gerçeklerin de ortaya çıkmak gibi bir huyu var eninde sonunda. Dolayısıyla Çarşı üzerinden Gezi sürecini karalama kampanyasının bir halkasını daha yaşamış olduğumuz aşikar gibi. Hükümet emrinde yayın yapan gazetelerin tek kalemden çıkmış bugünkü manşetleri de bu saptamayı güçlendiren bulgulardan. Her ne yolla olursa olsun sandıkta kazandığı halk desteğini pekiştirerek artırmak isteyen bir iktidarın yarattığı olağan sayılması gereken bir toplumsal tabloyla karşı karşıyayız anlaşılan. Sanırım önümüzdeki günlerde buna benzer başka pek çok durumla daha karşı karşıya kalacağız.

Buraya kadar bahsettiklerim pek çok insanın malumu aslında. Ama benim değinmek istediğim başka bir önemli nokta var. O da şu; iktidarın baskıcı ve dediğim dedik uygulamalarına karşı gelişen ve kısaca Gezi süreci adını verdiğimiz toplumsal hareketin ağırlıklı olarak Çarşı başta olmak üzere futbol kökenli grupların üzerine kalıyor olması. Dün geceden beri iktidar yanlısı cepheden Çarşı'yı hedef alan açıklamaların ardı arkası kesilmezken muhalif cepheden de Çarşı'yı yedirmeyiz sesleri yükseliyor. Kaygımı daha açık dile getirmem gerekirse; son derece haklı bulduğum ve desteklediğim Gezi sürecinin futbol tabanlı grupların üzerine kaydırılarak sulandırılması gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız kanımca. Çarşı'ya saygım sonsuz. Ama toplumsal demokrasi talepleri, daha yalın bir söyleyişle antidemokratik uygulamalara tepki ve çağdaş demokrasi arayışları Çarşı ve benzeri grupları çok çok aşan bir olgu. Ve sanıyorum hükümet (iktidar) bilinçli olarak mücadeleyi bu yöne sürüklüyor. Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki futbol kültüründen demokrasi çıkmaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder